Bir Babanın Anatomisi

Değer verdiğin biri ebediyete göç ettiği vakit, kabullenmek istemezsin.

Buğulansa da zihninde onunla ilgili tasavvuru, bir gözün hep köşe başındadır, ansızın çıkıp gelecek diye…

Bugüne kadar hepimizin kayıpları oldu. Kimimiz babasını, annesini, kardeşini yitirdi. Kimimiz evlatlarını… ya da eşini… ya da bir dostunu…

Önemli olan nefes alıyorken bu dünyada, insanların gönüllerine dokunabilmektir. Herkese nasip olmaz böyle yaşamak.

Daha ayını bile doldurmadı Fatih Arıkan’ı toprağa verdiğimiz. Kendisi bir arkadaştan öte, bir dosttu, bir kardeşti. Babacan biriydi.

Fatih belki prestijli okullarda okumamış, önemli pozisyonlarda çalışmamış biriydi. Ama buna rağmen yaptıklarıyla ve dedikleriyle birçoğumuzun hayatında etkisi olan biriydi.

Farklı sosyal gruplara mensup, farklı kesimlerden gelen birçok insanın gönlüne dokunmuş, onların hayatlarında bir tutamda olsa iz bırakmış bir insandı.

Bu şehrin en önde gelen iş adamından, siyasetçisinden ya da mülki amirinden daha babacan, daha çok sevilen biriydi.

Dedim ya yukarıda, her insana nasip olmaz böylesi.

İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde onu taşıyan dört kolluya omuz veremedik, mezarına toprak atamadık. Fakat ne kadar sevildiğine cenaze günü bizzat şahit olduk.

Yaşadığı talihsiz kazanın ardından, hasta yatağındaki vaziyetine rağmen bizlerin hayatına değer katacak tavsiyelerde bulunabilecek kudrete sahipti.

Birçok kez kendimi onun yerine koymama rağmen, o kudreti kendi bedenimde hissedemedim. Ama o, o gücü bizlere hissettiriyordu.

Beni en çok etkileyen özelliği, ailesine olan bağlılığı, çocuklarına sımsıkı sarılmasıydı. Örnek bir babalık vazifesi sürdürüyordu benim gözümde.

Bugüne kadar etrafımdaki hiç kimsede, ondaki babalık vasıflarına şahit olmadım.

Hepimiz iş temposuna, sosyal hayatımıza o kadar çok odaklanmışız ki, çocuklarımıza ayıracağımız zamanı kısıtlar hale gelmişiz.

Öyle bir temponun içerisine girmişiz ki, çocuklarımızı hep arka plana atar olmuşuz. Onların bizlere olan hasretleri bakışlarını görmez olmuşuz.

Kendimize itiraf edemiyoruz, lakin gerçek ne yazık ki böyle.

Fatih ise, bizim yaptığımızın tam tersine fedakarlığını çocuklarının zamanından değil, bizim harcadığımız şeylerden yapardı. Ve o zamanı çocuklarına, ailesine aktarırdı. Bu yönde de bize hep öğütler verirdi.

Benim için en kalıcı öğüdü, hasta yatağında bize yaptığı öğüdü idi: “Sarılabiliyorken çocuklarınıza sımsıkı sarılın!”

Mekanı cennet olsun köylümün.

Şimdi Fatih’in bana aktardığı öğüdü ben de sizler için tekrarlıyorum. Sarılabildiğiniz her vakit, çocuklarınıza sımsıkı sarılın, onları sevdiğinizi belli edin.

Kim bilir, bekli de toplumumuzun en temel sorunların kaynağı, bir baba olarak çocuklarımızın hayatlarından çaldığımız vakittir.

Kalın sağlıcakla.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Fatih Şimşek - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak MedyaRota Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan MedyaRota hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler MedyaRota editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı MedyaRota değil haberi geçen ajanstır.

02

F. Y. - Fatih ŞİMŞEK. Bir çocuğun babasına kondurduğu buse gibi.... Mekan I cennet olsun inşAllah

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 09 Temmuz 09:29
01

Şenay çapa - Ne kadar güzel anlattınız fatih iki ben ablasıyım evet bize sabrı öğretti hastalığını süreçte biz ondan çok razı olduk Rabbimde ondan razı olsun inşAllah o güzel sabrıyla rabbim yerini hazırlamıştır ne kadar ğüzel arkadaşlar dostlar insanlar kazandı Allah sizlerdende razı olsun nur içinde uyusun bize pırlanta bir eş 2 tane paşa emanet etti Bizler daima fatih yanımızda yaşı caz rabbim herkesten razı olsun

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 09 Temmuz 09:29


Anket Hendek'te Seçimi Kim Alır? Tıkla Oy Ver!
Tüm anketler